LALE MANÇO AHISKALI
SİZDEN BARIŞ MANÇO’YU DİNLEMEK İSTESEK…
Bu bir kaç paragrafla anlatılabilecek birşey değil.Hangisini anlatayım? Eş ve baba mı? Sevgili mi? Müziğini mi? Her satırında Yaşamdan renkler yakaladığımız sözlerini mi?Bazen Evliya çelebi,bazen Karacaoğlan,biraz Nasrettin Hoca,biraz masalsı Keloğlan...
Herkesin,kendine yakın Bulduğu bir BARIŞ MANÇO’su var. Kimi öğretmen dedi,kimine göre aileden biriydi. Çünkü,sıcaktı,samimiydi,gerçekti.Mütevaziydi,bilgeydi,aktarımcıydı. Bana göre en büyük özelliği,iletişimciliğiydi.Herkesle, herşeyle iletişim kurabilirdi. Çocukla, yaşlıyla, gençle, doğayla, hayvanla...Bunun için,sözünü kullandı, müziğini, ellerini, bedenini,televizyonu,görüntüsünü,giyimini.. yani her türlü iletişim kanalını kullandı.Bu yüzden 16 yıl sonra hala özleniyor,dinleniyor,anılıyor.
BARIŞ MANÇO bu ülkenin başına gelmiş en iyi şeylerden biriydi..
 
 
81300 MODA'DA BİR GÜN NASIL GEÇERDİ?
Biz yoğun yaşayan ve yoğun çalışan bir aileydik.Sabah hayata erken geçilirdi.Çocukları okula yolladıktan sonra ben genelde yürüyüşe çıkardım. Barış da erkenciydi. Haftanın son üç günü pazar gününe program yetiştirmek için çok geç saatlere kadar montaj stüdyosunda çalışır sabahın ikisinde üçünde gelir,sabah göreceli olarak geç kalkardı ama 11.00 i geçmezdi. Sonra,Moda Caddesi'ndeki ofisimize giderdik.İsler,program hazırlıkları.Bildiğiniz ev ve iş yaşamı işte.Ben çocuklar gelmeden evde olmaya çalışırdım.Pazar günü mutlaka programı seyrederdik.Barış evinde olmayı seven biriydi,dışarıda pek yaşantımız yoktu ,dostlarımızı evde ağırlamayı severdik. Tatiller ve Barış'ın programı izin verirse Belçika'da ki evimize kaçardık,çünkü en çok orada çekirdek aile bir arada , kaliteli zaman geçirebilirdik.
 
 
O DÖNEMKİ ÇOCUKLARIN SEVGİLİ BARİŞ AĞABEYİ NASIL BİR BABAYDI? DOĞUKAN VE BATIKAN BABALARINI PAYLAŞABİLİYORLAR  MIYDI?
 O kadar renkli bir kişilik , tabii ki farklı ve eğlenceli bir babaydı.Çocuklarım arasında çekişme yoktu,onun için üçü iyi zaman geçirirlerdi. Bazen beraber seyahate çıkarlardı.Üç erkek.Tek sorun Barış'ın yoğun temposuydu.Konserler, yurtdışı çekimleri(ki çoğuna beraber giderdik) albüm çalışmaları,montaj stüdyosu... Geriye kalan zamanla yetinmek zorunda kaldı Doğukan'la Batıkan. Çok da genç yaşta kaybettiler babalarını. Şimdi o kısacık dönemlerden kalan anılarla yad ediyorlar babalarını.
 
 

 

 

ÖZGÜVENLİ VE KONTROLLÜ BİR DURUŞUNUZ VAR. BARIŞ MANÇO'NUN HAYATINDA VAROLUŞUNUZ VE BERABER YÜRÜYÜŞÜNÜZÜN SEBEBİ BU MUDUR?
Teşekkür ederim.Öyle mi duruyorum? Aslında sakin bir yapım var.Zaman ve yaşadıklarım bana hiç birşeyin sonsuza kadar kötü veya iyi sürmeyeceğini öğretti. Bu yüzden olaylara pozitif ve soğukkanlı yaklaşırım. Özgüvenimi Barış'a borçluyum. Bana ,kendimi her zaman özel ve önemli hissettirdi. Aslında bu Barış'ın kendi yapısından kaynaklanan bir özelliği. Etrafındaki herkesi çok iyi motive eder, heyecanlandırır,kendilerine güvenmelerini sağlardı. Bütün ekibimizle aile gibiydik.Bu yüzden hala görüşüyoruz ve aramızda aynı sevgi devam ediyor. Benim hayatımda bazı değişiklikler olsa da, Barış'ın çevresindeki herkesle ilişkim devam ediyor. Biz büyük bir aileyiz. Bir arada uzun zaman geçirince,özellikle iş yaşamında, aynı frekansta düşünmeye başlıyorsunuz. Ben onun ne istediğini bilirdim, fazla tarife gerek yoktu.O da bana çok güvenirdi, bir şekilde yapacağımı veya çözüm getireceğimi bilirdi. Bu yüzden,ben profesyonel olmamana rağmen yönetmenliğini bana bırakabildi. Bir çok alanda en yakın asistanı ben oldum.
 
 
BARIŞ MANÇO 7'DEN 77'YE DOLUDİZGİN BARIŞ VE SEVGİ DERNEĞİNİN ÇALIŞMALARI NASIL GİDİYOR?
Merkez Ankara'da başkanı da İnci Manço İlbay. İstanbul’da da şubesi var .Birinci hedefimiz BARIŞ MANÇO ismini, ilkelerini, felsefesini yaşatmak. Sonsuzluğa uğurlamamızın üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen,gün geçtikçe etkinliklerimize ilgi gittikçe artmakta. Bu arada yurdun değişik yerlerinde çeşitli etkinlikler yapılmakta.Bu etkinliklerden dernek olarak destek vermeye, bizatihi katılmaya çalışıyoruz. En özel etkinliğimiz , her Şubat ayının ilk pazarı (bu sene 31 ocak da yapmak durumundayız ilk pazar 8'i tatilin son günü olduğu için erkene almak zorunda kaldık) düzenlediğimiz BARIŞ MANÇO vapuru etkinliğini arada kesintiler oldu ama 12 senedir yapıyoruz. Son 8 senedir kesintisiz geleneksel hale geldi. Biliyorsunuz,vapurumuz 10.00 da Kadıköy -Beşiktaş iskelesinde sevenlerini alıyor ,Kabataş iskelesine uğruyor diğer dostlar biniyor, hep beraber Kanlıca'ya kabristana gidiyoruz. Yolda şarkılarıyla onu anıyoruz,duamızı ediyoruz. Son seferde neredeyse binbeşyüz kişi falan vardı.Bu artış bizi onurlandırılıyor, onun da ruhunu şad ediyor eminim. Bunların dışında,animasyon filmi,okul kitapları gibi kalıcı projelerimiz var. Barış'la ilgili üretilebilecek çok proje var.
 
 

 

 

"ADAM OLACAK ÇOCUKLAR" SİZİ BULUYORLAR MI?
Evet çeşitli yerlerde karşılaşıyoruz,Doğukan onların bağlantılarını saklıyor.Çoğu anne-baba bile olmuşlar, çocuklarına BARIŞ MANÇO'yu anlatıyorlar. Onlar artık,"Adam Olmuş Çocuklar"
 
 
 OĞULLARINIZ İLE İLİŞKİLERİNİZ NASIL?
Onlar koca adamlar. Artık arkadaşız. Her zaman iyi ilişkilerimiz oldu. Gerçekten mayaları sağlam, insani değerleri yüksek çocuklar. Çok zor yaşlarda babalarını kaybettiler ve bir çok tehlikeyle karşı karşıya olabilirlerdi. O zor zamanları hasarsız atlattığımız için onlara müteşekkirim. Beni üzmediler. Bunu aramızdaki derin sevgiye bağlıyorum. Birbirimize özel bir düşkünlüğümüz var. Çocuklarımdan tek beklediğim, seçtikleri yollarda mutlu olmaları. En büyük başarı kurduğunuz hayatta mutlu olmaktır, ne para ne şan şöhret... Onlara para,mal değil,anı,dost ve güzel yaşam parçaları biriktirmelerini tavsiye ediyorum.
 
 
BARIŞ MANÇO KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAK ZAMAN ZAMAN SİZİ ZORLUYOR MU?
Barış,insanların kalplerine ,düşüncelerine öylesine yerleşmiş ki... Onunla büyüyenler, şimdi çocuklarına öğrencilerine aktarıyorlar. Günümüzde ciddi bir değer ve kültür erozyonu yaşanmakta. Barış, bir çok kişi için güzelin,doğrunun,değerin,özlemin simgesi. Onun için hep beraber yaşatıyorlar onu. Geçtiğimiz hafta 5-6 etkinliğe katıldık.Çoğu yuvalarda,ilkokullardaydı. Mesela Eskişehir'de bir anaokulu etkinliğine gittik.İnanılmaz hazırlanmışlardı.Biz bir okula gittik, meğerse 19 okulda eşzamanlı aynı programı uygulamışlar. Bu sene Alanya'da bir gurup öğrtemen bir okul açma kararı almışlar.Bize geldiler. Okullarında BARIŞ MANÇO ilkeleriyle eğitim vermek istediklerini ve Barış MANÇO ismi taşımasını istediler.Uzun araştırma ve görüşmelerden sonra anlaştık. Şimdi Alanya'da Barış MANÇO okulları var. İlk senesi olmasına rağmen beklenenin çok üstünde kayıt yaptılar. Biz danışma kurulundayız. Devamlı temastayız,2 ayda bir gidip toplantı yapıyoruz. Genç , dinamik,sevgi dolu harika bir eğitim kadrosu var. Hedef sadece akademik başarı değil, aynı zamanda hayata hazırlamak. Çok başarılılar... Demek istediğim, bir Barış MANÇO nesli var ve onu kendilerinden sonraki nesillere aktarıyorlar. Bu arada,ilginç bir şey daha tespit ettik.BARIŞ MANÇO ismi belki de Atatürk'ten sonra yollara,parklara ,mekanlara verilmiş ikinci isim. Neredeyse her şehirde bir park, sokak, kültür merkezi var Barış'ın adını taşıyan. Bu da bir aktarımdır. Gelecekte bu mekanlardan geçenler bir Barış MANÇO adı görecekler,merak edecekler,tanımak isteyecekler.Tabii gelecek kuşakları,merak edecek şekilde yetiştirebilirsek.
 
 
SAKURA DESEK...BİLMEYENLER İÇİN HİKAYESİNİ SİZDEN DİNLEYEBİLİR MİYİZ?
Vefanın somutlaşmış hali.. Benim içinse,Ülkem adına kötü bir anı.. Barış bizi bıraktıktan sonra, Japonya'da Soka Üniversitesine ait çok özel bir parkta,ruhu daima yaşasın diye adına bir Sakura ağacı diktiler, ağaç büyüdükçe, resimlerini yolladılar. Burası çok özel,izinle girilen bir park, geçmişte yaşamış ,şairler,değerli,devlet adamları,sanatçılar için dikilmiş bir Sakura Ormanı. Üç sene önce bir gezi grubuyla Japonya'ya gittik.
Ben yetkililerle görüşüp ağacı ziyaret etmek istediğimi söyledim.Bize çok özel bir seremoni     hazırlamışlardı. Barış'ın nezdinde bizi öyle güzel ağırladılar ki,herkes gözyaşlarına boğuldu. Dedim ya memleketinde hayatı boyunca dişiyle, tırnağıyla yaptığı herşey yok edilirken tek dikili ağacı Japonya’da büyüyordu. Bu arada,haksızlık etmeyelim, geçen hafta adına bir ağacı daha oldu. Antalya EXPO 2016' da adına iki adet çınar ağacı dikildi.
 
 

 

 

 

HER İKİ EVLİLİĞİNİZDE DE HEM AŞIK HEM DE DOST OLABİLMEYİ BAŞARDIĞINIZI DÜŞÜNMEMİZ DOĞRU MUDUR?
Bu çok enteresan ve güzel bir tespit. Evlilikler çok özel ortaklıklardır, dostlarda, keyifte, zevklerde, çocuklarda, yaşamda ortak olursunuz. Her ortaklıkta olduğu gibi güven,sevgi ve dostluk saçayağı üzerine kurulur, biri olmasa aksamaya başlar. Herkesin kendi menkıbesi vardır, bu çevrenizdeki diğer yaşamlardan bağımsız yazılan, sizin kendi hikayeniz, kaderinizdir. Bende bana çizilen hayat yolumda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hayatımdaki erkekler harika insanlardı. Dünya'nın en sevecen en anlayışlı babasıyla büyüdüm, Barış gibi hem çok sevdiğim hayat arkadaşım,hem mükemmel bir öğretmenim oldu, iki harika oğlum var ve hayatımın sonuna kadar bana eşlik edeceğine inandığım, cefada da sefada da ortak olduğum, sevgiyle, dostluğu ve ailemizi birlikte götürdüğümüz Serdar gibi bir yaşam ortağım var. Bunlar bana yaşamın cömert hediyeleridir. Şükrediyorum.
 
 
YELKEN VE DENİZ MERAKINIZ NASIL BAŞLADI?
Aslinda,Yelken  hayatima  çok geç girdi.Deniz hayatimin vazgecilmezidir. Hep suya  yakin yasadik.Yaz benim icin Fenerbahce plajı,  Moda plajı, sonralari Moda Deniz Klübü anlamina gelirdi. Teknelerle tanışıklığım vardı, ama sadece misafir olarak. Esim Serdar denizcidir. Hem Deniz harp Okulundandir hem de yelkencidir. Kendi teknemiz var, yazın çoğu teknede geçer.Güney Ege dünyanin en güzel koylarını barindiriyor .Gecen sene  bir arkadasin teknesiyle  Portekiz"den Cape Verde"ye okyanus gecisi yaptik. Degisik bir deneyimdi.Esimin ogullari da cok kucuk yasta yelkene basladı. Buyuk olan Levent butun yelken siniflarinda Turkiye sampiyonu oldu. Yarislarla bu kadar lgiliyken ben de Yelken Hakemi  seminerlerine katilip yelken hakemi oldum. On yildir hakemim. Sonra, bazi ekiplerle  kendim yarislara katilmaya basladim.2006-2008 arasi  Bodrum"da yapilan Uluslararasi Kadin Yelkenciler Kupa'larina katildim. Son derece keyifli ve eglenceli etkinliklerdi. Ama sponsorlar azalmaya baslayinca  maalesef bitti. Simdi,  her yil,benim de katkimin oldugu , Uluslararasi Kadin Yelkenciler haftasi etkinligini organize ediyoruz. Her yil degisik    bir soruna farkindalik yaratmak icin  yelken aciyoruz. Meme Kanser, Kadina  Siddet gibi .. Bu sene ki mottomuz, "Organ Bagisi"nin önemine dikkat cekmek. Ayrica daha cok kadini yelken sporuyla tanistirmak ,daha cok kadin yelken ekipleri kurmak  icin calismalar yapiyoruz. Cunku yelken, herkesin, her yasta yapabilecegi harika bir spor.
 
 
 
BARIŞ MANÇO EVİ TEKRAR AİLESİNE DÖNEBİLECEK Mİ?
En büyük idealimiz. Çünkü o evin gidişi,hiç bir hakka hukuka,vicdana sığmaz. Hiç bir gerekçe o evin bu aileden koparılmasına beni ikna edemez. Barış'a yapılmış en büyük, ihanet, en büyük haksızlıktır. Kadiköy Belediyesi bu yaraya hiç olmazsa pansuman olmuştur. Buna önayak olan ve hala destek veren başkanlarımıza minnettarız. Onlar sayesinde bütün Barış severler ve Kadıköy bu özel mekanı kazanmış, ayrıca Barış hayattayken burayı müze yapma hayalini gerçekleştirmişlerdir.
 
BU KELİMELER SİZE NE HATIRLATIYOR? (TEK KELİME İLE CEVAP VERİNİZ)
 
 
MODA Hayatım

AŞK Mana(anlam)

OĞUL Tutkum

DENİZ Özgürlük

JAPONYA Vefa

HAYAT Hediye

ŞANS Dönemeç

VİCDAN Karar

RİSK Cesaret

SADAKAT İnanç
Geri