AYŞE KULİN
  
ÖNCELİKLE AYŞE KULİN'İ SİZDEN ANLATMANIZI İSTESEK..
Kendime dair söyleyebileceğim tek şey, Türkiye’nin çok okunan yazarlarından biri olduğum. Bunun dışında işaret edebileceğim herhangi bir özelliğim yok. Romancılığımın, öykü yazarlığımın dışında, erken yaşta doğurduğum çocuklarımdan dolayı, üniversiteyi yarım bırakmış, İstanbul’da yaşayan herhangi bir ev kadınıyım.
 
 
NASIL BİR ÇOCUKLUĞUNUZ OLDU?
Mutlu. Çok güzel bir ailede sevgi görerek büyüdüm. Geniş ailemin her bir ferdi eğitimliydi, hemen hemen herkes bir müzik aleti çalardı, ressamlar da vardı. Rahmetli Ferruh Başağa baba tarafımdan yakın akrabamdır, örneğin. Kardeşim yoktu ama kuzinlerim, kuzenlerim boldu. Anneannem, babaannem, anneannemin annesi ve babası hayattaydı. Kış aylarını babamın işinden dolayı Ankara’da çekirdek ailemle, yazlarımı ise İstanbul’da, dedemin Ada’daki köşkünde tüm ailemle birlikte geçirirdim. 
 
 
 

 

 

TEK ÇOCUK OLARAK BÜYÜMEK Mİ BUGÜN Kİ KALABALIK AİLEYİ YARATTI?
Hayır, ilgisi yok çünkü hiç yalnızlık çekmedim. Çok çocuğumun olması, doğum kontrol hapının evlendiğim yıllarda henüz piyasa çıkmamış olmasındandır.
 
4 ERKEK ÇOCUĞU BÜYÜTMEK DE SİZE GÜÇ KATMIŞ OLMALI..
Güç kattı mı bilemem ama endişe kattığı kesin. Çünkü erkek çocukların belli bir yaşa geldikten sonra ana-babalarının arabalarını onlardan gizli aşırıp kullanmak gibi kötü bir huyları oluyor. Çocuklarımın evlendikleri güne kadar her yönden arkalarında durdum. Sonra elimi çektim üzerlerinden. Eşler devreye girince, anneler arka planda kalmalı.
 
TELEVİZYON, SİNEMA, MUHABİR,SENARİST, EDİTÖR,SANAT YÖNETMENLİĞİ... YAZARLIK NASIL BUNLARIN YERİNİ ALDI?
Bu saydıklarınızın tümü, yazarlığıma giden yolda beni ileri götüren birer araçtılar. Beni esas amacıma, yazarlığa taşıdılar...Ayy, birini mi hatırlattım ben şimdi?
 
 

  
"BOŞANMASAYDIM YAZAR OLAMAZDIM" DEMİŞSİNİZ.. DOĞRU MU?
Doğru. Ben evliyken bilgisayar henüz icat edilmemişti, tak tuk ses çıkartarak yazan daktilo makineleriyle yazardık ve kocam eve girdiği anda sesinin en yüksek perdesinde bağırırdı, “Taka-tuka YASSAK!” diye.
 
 
42 YAŞINDAN SONRA BAŞLAYAN ÇILGIN BİR YAZARLIK KARİYERİ.. EN ÇOK OKUNAN YAZARLAR ARASINDA OLMAK SİZİ NASIL ETKİLEDİ? İLK BAŞLADIĞINIZDA BÖYLE BİR KARİYER TAHMİN EDEBİLİYOR MUYDUNUZ?
Yazmak beni olumlu yönde etkiledi, mutlu huzurlu bir insan yaptı, çünkü bir insan ancak sevdiği işi yapıyorsa mutlu ve huzurlu olabilir. Ayrıca, yaklaşık bir beş yıl kadar sonra, her yıl bir yeni kitap üretebilmiş olduğum için ilk kez maddi açıdan da rahat ettim, hatta etrafıma da uzanabilmeye başladım. Yazarlar bizim ülkede paralı insanlar değillerdi, ben de zengin olmayı beklemiyordum. Şu anda da zengin değilim ama maddi sıkıntılarımın son bulması güzel bir sürpriz oldu. Yazarlıktan para kazanacağımı ummuyordum fakat başarıya ulaşacağımdan hiç şüphem yoktu. Ben başından beri hep, dünyaya yazmak için yollanmış olduğuma inandım.
 
YAŞANMIŞLIKLAR ÜZERİNE YAZILMIŞ ROMANLAR..HAZIRLIK DÖNEMİNDE GEÇMİŞLE İLGİLİ KEŞİFLERİNİZ VEYA YENİ ÖĞRENMELERİNİZ OLUYOR MU?
Olmaz olur mu! SEVDALİNKA, NEFES NEFESE, VEDA gibi romanları yazmadan önce bir tarih öğrencisi gibi çalışmıştım. SEVDALİNKA bana Balkanlar’ı, NEFES NEFESE İkinci dünya Savaşında ülkenin çektiği sıkıntıları öğretti, VEDA işgal altında yaşamanın gönül kırıklığını hissettirdi. KÖPRÜ ve KARDELENLER ile Doğu’yu tanıdım. Her kitabımla bir yeni coğrafyayı keşfettim, sadece bilgi değil, empati sahibi de oldum.
  
 
 
 
 

 

 

 

GERÇEK YAŞAMLARA DAHA ÇOK İLGİ GÖSTERİLİYOR. SİZCE BUNUN NEDENİ NEDİR?
 
İnsanlardaki merak! İnsanoğlu başka hayatlarda kendi hayatına dair benzerlikler mi yakalamak istiyor, yoksa başka yaşantılardan ibret mi almak istiyor bilemem ama biyografiler dünya genelinde çok popüler.
 
 
 
YAZI YAZMAK DIŞINDA KENDİNİZE AİT ZAMANLARDA NELER YAPARSINIZ?
 
Öncelikle okurum. Okumadan yazılamıyor. Ev işi de vaktimi alıyor çünkü alışverişimi ve yemeğimi kendim yaparım. Eskiden hiç bir konseri ve sergiyi kaçırmazdım. İstanbul trafiğinde bu pek mümkün olmuyor artık. Müziği evde dinliyorum. Torunlar buradayken çok vaktimi alırlardı. Elimde 8 torundan sadece bir tane kaldı, o da 16 yaşında olduğu için çok önemi işleri var. Ben de haftada en az bir kere arkadaşlarımla buluşuyorum, ilk, orta okul ve lise arkadaşlarımla hâlâ beraberiz. 
 
 
 
 
UNICEF'İN İYİ NİYET ELÇİSİ, KADIN HAKLARININ KORUNMASI, KIZ ÇOCUKLARININ OKUTULMASI.. BÖYLE "İNSANİ" ÇALIŞMALAR VE PROJELERDE DE YER ALDIĞINIZI GÖRÜYORUZ..  
 
Evet, bu konulara vakit ayırmanın, arka çıkmanın gerekli olduğunu düşünüyorum çünkü çocukların ve kadınların hali, özellikle kırsalda hâlâ perişanlık arzediyor. Sanatçılar sorunları çözemese de, farkındalık yaratmak zorundalar.
 
 
 
 
KEŞKELERİNİZ VAR MI?
 
Olmaz olur mu, sürüyle!
 
 
 
 
BU KELİMELER SİZE NE HATIRLATIYOR? (TEK KELİME İLE CEVAP VERİNİZ)
 
Tek kelime ile olmaz ki ama!
 
KARDELEN / TÜRKAN SAYLAN HOCA.
 
VEDA / Dedemin hikayesi
 
AİLE / Annem-babam- ben.
 
EVLİLİK / Başaramadığım.
 
ELEŞTİRİ / Egoyla karışık gücenmeye alışık
 
HAYAL / Hedef
 
TARİH / Siyasi masallar
 
GÜNLÜK / Kişisel karalama defterleri
 
DANS / Gönlümün efendisi.
 
DİSTOPYA / Savaşan ülkelerin tümü
 
 
 
 
 
Geri